Kazdağları ’nda Alamos Gold gitti, Yerli İşbirlikçileri geldi; Orman Katliamı tehdidi devam ediyor;
Halkın malı olan madenleri sömürüp götürüyorlar ve buradan ülkemize yüzde 4’ü bile kalmıyor. Geri kalanın tamamı Londra borsalarında, Kanada borsalarında işlem gören çok uluslu şirketlerin kasasına giriyor. Türkiye zengin maden yataklarına sahip olan bir ülke ancak bu zenginlikler yabancıların veya yandaşların kontrolünde. Türkiye’nin her noktasında son 20 yıldır çok uluslu şirketler ve onların yerli işbirlikleri tarafından özellikle metal madenciliği konusunda bir yağma ve doğa yıkımı söz konusu.
Her bir Türk vatandaşının malı olan ve kritik öneme sahip tüm yer altı zenginlik kaynaklarımızın; öncelikle devlete ait kuruluşlar tarafından titizlikle çıkarılmasının, devletimize kazandırılmasının ve sürecin her aşamasında etkin bir kontrolle denetlenmesinin önemi çok büyüktür. Bağımsız bir devlet olmanın gereği de budur. Bu “Ulus Yararına Duruş Bilinci”nin bir an önce uygulamaya konulması gerekmektedir.
Aksi halde önceki örneklerden de acı bir tecrübe edindiğimiz gibi;
50.000 ağaç keseceğiz diye yola çıkan, ancak en az 350.000 ağacı kesen Alamos Gold’un toplumun büyük tepkisi ve yoğun protestoları sonucu Kazdağları ‘ndan çıkmasının ardından, yol açtığı doğa katliamı olduğu gibi durmaktadır. Hiçbir rehabilitasyon çalışması da ortada gözükmemektedir.
Kirazlı’nın rehabilitasyonunun çok uzun zaman alacağı ve sıyrılan canlı toprağın ortada olmaması, olsa da yani kayaç üzerine serilse de, yağışlarla akacağı şeklinde görüş bildiren uzmanlar var. Uzun ve maliyetli bir süreç bekliyor Kirazlı’yı.
Temmuz 2019’da, Çanakkale’nin Kirazlı köyünde yürütülen madencilik faaliyetleri kapsamında ÇED raporunda öngörülenden kat be kat fazla ağaç kesilmesiyle başlayan süreç bugün hala devam ediyor.
Kazdağlarında en büyük yıkımı yapan Alamos Gold, çalışmalarını durdurduğunu duyursa da Türkiye menşeili şirketler altın madeni faaliyetleriyle bölgedeki yıkımı devralmış durumda.
Bu defa Kirazlı’nın yaklaşık kuş uçuşu 10 kilometre batısında 1881 hektarlık (on sekiz bin sekiz yüz on dönüm) Serçiler-Terziler isimli bir altın madeni ruhsat sahası ve yine Kirazlı’nın 10 kilometre kuzeydoğusunda da olan Halilağa isimli bir ruhsat sahası var.
İlk sahada sondajlara devam edilirken, bir yandan da “Kapasite Artırımı” talebiyle yeni bir ÇED süreci başlatıldı. Halilağa’da ise ÇED süreci son aşamada.
TEMA Vakfı’nın Nisan 2019’da yayımladığı Kazdağları Yöresi’nde Madencilik Raporu’na göre, Halilağa Maden Projesinin de yer aldığı Çanakkale’de; Çan ilçesinin yüzde 75’i, Bayramiç’in yüzde 62’si, Ezine’nin yüzde 53’ü, Lapseki’nin yüzde 47’si ve Yenice’nin ise yüzde 44’ü madenlere ruhsatlı.
Bu kadar akıl almaz büyüklükteki ve ormanlarla kaplı olan; ülkemizin akciğerlerinin hoyratça yok edilmesi bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerdendir.
Filiz Ünal
Anayol Partisi Disiplin Kurulu Başkanı