Kaz Dağları, Türkiye’nin kalbinde yer alan, eşsiz bir doğal alan olarak karşımıza çıkıyor. Dünyanın oksijen üretim kapasitesi açısından en verimli bölgelerinden biri olan bu dağlar, sadece ekolojik zenginliğiyle değil, bölgedeki su kaynaklarıyla da halkımız için hayati önem taşıyor. Ancak, son yıllarda Kaz Dağları’nda yapılan madencilik faaliyetleri, bölgenin doğal dengesini tehdit eder hale geldi. Bu tehditlerden en önemlisi, ağaç kesimi ve çevreye zarar veren inşaat projeleridir.
Bakır Madeni Projesi, Kaz Dağları’nda 1 milyon ağacın kesileceğini duyurdu. Bu sayede, bölgedeki ekosistem hızla tahrip olacak ve Kaz Dağları, yıllardır bizlere oksijen sağlayan bir yaşam kaynağından, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Bu, sadece bölgedeki doğa için değil, tüm Türkiye için büyük bir kayıp olacaktır. Madencilik faaliyetlerinin su kaynaklarına zarar vermesi ve toprak erozyonuna yol açması, hem çevresel hem de ekonomik anlamda geri dönülemez sonuçlar doğuracaktır.
Kaz Dağları, sadece bir doğa harikası değil, aynı zamanda yerel halk için geçim kaynağıdır. Çiftçiler, köylüler ve tüm bölge halkı, bu dağların sağladığı suyla hayatlarını sürdürüyor. Ancak madencilik faaliyetlerinin artmasıyla birlikte, bu kaynaklar tükenmeye yüz tutuyor. Kaz Dağları’nın doğal yapısının bozulması, bölgedeki köylüler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu yüzden halkın tepkisi her geçen gün artmaktadır.
Bizler, Anayol Partisi olarak Kaz Dağları’na sahip çıkmayı bir görev kabul ediyoruz. Halide Uz olarak, Kaz Dağları’nın korunması için her türlü adımı atmaya kararlıyız. Bu bölgeyi, sadece bizim değil, gelecek nesillerin de kullanacağı bir doğal miras olarak görmeliyiz. Kaz Dağları’nın yok edilmesine karşı durmak, sadece çevreye duyarlı bir tavır sergilemekle kalmaz, aynı zamanda tüm insanlığın sorumluluğudur.
Kaz Dağları’nın korunması, sadece yerel halkın değil, tüm Türkiye’nin meselesidir. Bu yüzden herkesi duyarlı olmaya ve Kaz Dağları’na sahip çıkmaya davet ediyorum. Doğamıza sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır. Anayol Partisi olarak, Kaz Dağları’nı savunmayı sürdüreceğiz. Gelecek nesillerin sağlıklı bir doğa mirasına sahip olması için hep birlikte bu mücadeleyi yürütmeliyiz.