
Ana Yol Partisi Genel Başkanı Ali Karakurt, Türkiye’nin enerji politikalarına ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulunarak, fosil yakıt yatırımlarının yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin önemini vurguladı. Karakurt, Türkiye’nin çevresel hedeflerine ulaşmak için deniz üstü rüzgar santralleri (off-shore) ve hibrit enerji projelerinin artırılması gerektiğini ifade etti.
2 Milyar Dolarlık Doğalgaz Yatırımı Yerine 400 Santral Kurulabilirdi
Ali Karakurt, fosil yakıt yatırımlarına harcanan kaynakların yenilenebilir enerji projelerine yönlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin doğalgaz çıkarımı için harcadığı 2 milyar dolar ile 400 adet deniz üstü rüzgar santrali kurulabileceğini belirtti:
“Fosil yakıt kaynaklarına milyarlarca dolar harcıyoruz. Bu bütçe ile her biri 4 MW kapasiteli ve yaklaşık maliyeti 5 milyon dolar olan 400 adet deniz üstü rüzgar santrali kurabilirdik. Bu yatırımlarla hem dışa bağımlılığımızı azaltabilir hem de enerji maliyetlerini düşürebilirdik.”
Mavi Ekonomi ile Sahilleri Koruyabilir ve Enerji Üretebiliriz
Karakurt, Karadeniz sahilinde yapılacak dalgakıranlar üzerine kurulacak rüzgar enerjisi santrallerinin (RES), hem sahil şeridini koruyabileceğini hem de kıyı yerleşim yerlerinin enerji ihtiyacını karşılayabileceğini belirtti:
“Karadeniz sahili gibi rüzgar potansiyeli yüksek alanlarda yapılacak dalgakıran projeleri, kıyı koruma ve enerji üretimini bir arada sağlayabilir. Sahillerimizden elde edilecek enerji, kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanın elektrik ihtiyacını karşılayabilir.”
Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Potansiyeli Çok Daha Fazla
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerjisi potansiyelini 12-30 GW olarak belirlediğini belirten Karakurt, bu potansiyelin çok daha fazla olduğunu ifade etti:
“Türkiye’nin rüzgar potansiyeli yalnızca Karadeniz ile sınırlı değil. Alaçatı, Foça, Datça, Bodrum ve Akdeniz kıyılarında da ciddi bir potansiyel var. Bu bölgeleri de planlamalara dahil edersek kapasitenin çok daha yüksek olduğunu görebiliriz.”
Kayıp ve Kaçak Kullanımı Azaltarak Verimli Enerji Sağlanabilir
Karakurt, Türkiye’nin elektrik üretiminin büyük bir kısmının kayıp ve kaçak kullanım nedeniyle fatura edilemediğini belirtti. Hibrit santraller ile enerji verimliliği sağlanabileceğini ifade etti:
“Enerjiyi yerinde üretip tüketebilirsek daha verimli bir sistem kurabiliriz. Hibrit santraller (RES + GES + HES + Biyokütle) ile hem kayıp-kaçak oranını düşürebilir hem de uzak köylere elektrik taşıma maliyetlerini azaltabiliriz. Bu, Türkiye’nin enerji maliyetlerini ciddi şekilde düşürür.”
Mavi Ekonomi Geleceğin Anahtarı
Ali Karakurt, Türkiye’nin jeostratejik konumunun sunduğu fırsatları değerlendirerek, mavi ekonomi kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasının önemini vurguladı:
“Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili. Sahillerimizdeki rüzgar enerjisi potansiyelini doğru kullanabilirsek yalnızca enerji üretimimizi artırmakla kalmaz, dışa bağımlılığımızı da azaltırız. Mavi Ekonomi, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik bağımsızlık açısından ülkemiz için büyük bir fırsattır.”
Yenilenebilir Enerji Gelecektir
Ali Karakurt, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“2053 karbon nötr hedeflerimiz doğrultusunda fosil yakıt yatırımları yerine yenilenebilir enerjiye ağırlık vermeliyiz. Türkiye, deniz üstü rüzgar enerjisi projeleri ve hibrit enerji sistemleri ile enerji maliyetlerini düşürüp çevre dostu bir ekonomi inşa edebilir. Bu, yalnızca bir enerji politikası değil, geleceğe bırakacağımız en büyük miras olacaktır.”
Ana Yol Partisi’nden Sürdürülebilir Enerji Mesajı
Karakurt’un açıklamaları, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Yenilikçi enerji politikaları ve Mavi Ekonomi yatırımları ile Türkiye’nin çevresel hedeflerine ulaşmasının mümkün olduğu vurgulanıyor. Karakurt, bu politikaların doğru uygulanması halinde Türkiye’nin enerji maliyetlerini azaltacağını ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edeceğini belirtti.